Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Sosyal Demokrasi Derneği’nin düzenlediği “21’inci Yüzyılda Yeni Sosyal Demokrat Belediyecilik” paneline ev sahipliği yaptı
Başkan Güner: “Kentsel eşitsizliğinin yol açtığı bir kent yoksulluğu var. Bu soruna çözüm üretmenin yerel yönetimlerin doğal bir vazifesi olarak görüldüğü bir sürecin içerisindeyiz. Son dönemde uygulanan ekonomik, siyasal ve sosyal politikaların sonucu olarak bir toplumsal tahribat meydana gelmiş durumda. Bu tahribat bireylerin yaşamında onarılması gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor. Burada yerel yönetimlerden beklenti sosyal belediyecilik uygulamalarıyla bu sorunlara çözüm üretmeleridir.”
Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Sosyal Demokrasi Derneği’nce (SDD) düzenlenen “21’inci Yüzyılda Yeni Sosyal Demokrat Belediyecilik” paneline ev sahipliği yaptı. Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde gerçekleşen toplantıda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey konuşmacı olarak katıldı.
ÇANKAYA’DA 30 YAŞINDA BİR SOSYAL DEMOKRATI, GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN EMANETİNE SAHİP ÇIKSIN DİYE GÖREVLENDİRDİK
Sosyal Demokrasi Derneği Başkanı Sami Doğan’ın ardından toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Sosyal Demokrasi Derneğinin şüphesiz bizim hayata aynı pencereden baktığımız, sorunların çözümü noktasında benzer çözüm önerilerinde ortaklaştığımız, güç aldığımız, bundan sonraki süreçte de güç vermeyi umut ettiğimiz, çok önemsediğimiz bir yapı” dedi ve şu sözleri kaydetti:
“Bir sonraki oturumda üç belediye başkanı var. Üçü üç büyükşehirden. Bir tanesi Adana’nın kadın kolları başkanlığından gelen belediye başkanı. Diğeri İzmir’in en büyük metropol ilçesinin belediye başkanı, Konak’ımızın belediye başkanı, sevgili Nilüfer Çınarlı Mutlu. Diğer konuk biraz fazla ev sahibi hepiniz açısından. Dün akşam Sayın Nedim Saban’ın bir tiyatro oyununa gittik hep beraber. Orada belediye başkanımız vardı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sorarlar. Ne zaman yatıyorsun diye. Geç yatarım der. Dertlerim, memleketin meseleleri çoktur. Arkadaşlarla oturur tartışırız. Onları yolcu ederim. Okurum, yazarım. Gün ışırken yatarım. Bilirim ki İsmet uyanmıştır. CHP’nin Genel Başkanları gözlerini yumduklarında emin olmak isterler, birisinin memlekete sahip çıktığına. Biz Çankaya’da gözümüzü yumduğumuzda bir şeyi bilmemiz lazım. Genel Merkezimize, TBMM’ye, Çankaya Köşküne, Anıtkabir’e sahip çıkan birilerinin gözü açıktır. İşte biz o yüzden Ankara Çankaya’da 30 yaşında bir sosyal demokratı, Gazi Mustafa Kemal’in emanetine dört gözü açık şekilde sahip çıksın diye görevlendirdik. Hüseyin Can adına ben bütün CHP’ye üye olabileceği ilk gün üye olmuş ve o günden bugüne gençlik kollarında sahip çıkan herkese teşekkür etmek istiyorum.”
Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, “21’inci Yüzyılda Yeni Sosyal Demokrat Belediyecilik ve Türkiye Uygulamaları” başlıklı bir çerçeve sunuş gerçekleştirdi. Ardından Dinçer Demirkent’in Moderatör olduğu “Yerel Yönetimlerde Yeni Vizyon Tartışmaları” başlıklı oturumda Başkan Hüseyin Can Güner, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin ile kentlerin karşı karşıya olduğu sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı.
Yerel yönetimlerde yeni vizyon tartışmalarının iki boyuttan oluştuğunu kaydeden Başkan Güner, “Birincisi Belediye Başkanları özelinde bir vizyon, bir de tabii o Belediye Başkanlarının üreteceği politikalar ve kendi yönetim anlayışları yönünden içeriğe ilişkin vizyon tartışması olacak. Bu açıdan baktığımızda kentlerin karşı karşıya olduğu, yüzleşmek durumunda olduğu ve aslında hem sorun olarak görülen bir kısmı da artık krize dönüşmüş olan 3 ana başlığı ele almalıyız. Birincisi özellikle neo-liberal ekonomi politikaların bir sonucu olarak kentlerin metaya dönüşmesi. İkincisi iklim değişikliğinin getirdiği sorunlarla beraber bir iklim krizinin içerisinde bulunmamız ve yerel yönetimlerde buna ilişkin bir vizyon arayışı olması gerekliliği, üçüncüsü de kent eşitsizlikleri ve bunun bir sonucu olarak kent yoksulluğu bağlamında yerel yönetimlerin yeni dönem vizyonunun tartışılması ve güçlendirilmesi gerekliliğidir” dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE BERABERİNDEKİ SORUNLAR
Başkan Güner şöyle devam etti:
“İklim değişikliği açısından birinci başlığı ele alırsak dünyanın karşı karşıya kaldığı ama ülkemizde de ağır bir şekilde hissedilen bir iklim değişikliği ve iklim krizi süreciyle karşı karşıyayız. Bunun temelinde özellikle kapitalist sanayileşmenin ve sınırsız bir kalkınma ve büyüme hedefinin getirmiş olduğu sürekli ve sınırsız büyüme diye de tarif edebileceğimiz amaçların getirmiş olduğu çeşitli sorunlar var. Özellikle kent ormanlarının azaltılması, tarımsal alanların imara açılması, yanlış atık uygulamaları ve toplu ulaşım bireysel ulaşım dengesinin doğru kurulamamış olması gibi pek çok etkenle birlikte bugün özellikle bizler iklim değişikliğini iklim krizine dönüşmesi sürecinde kentler olarak da ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Buna yönelik olarak da yine topluma yerel yönetimler olarak ciddi bir vizyon ve politika önerisinde bulunmak durumundayız.”
“YAĞMUR SUYU HASADI GİBİ UYGULAMALAR YAYGINLAŞTIRILMALI”
“Burada yol açılan sorunlar anlamında baktığımızda da hava kirliliği, orman yangınlarının artması, su kaynaklarının azalması ya da bozulan yağış düzenlerinin sonucunda sel ve su baskınlarının artması gibi çeşitli sorunların oluştuğunu görüyoruz. Bu sorunlar kendi enerjisini doğa dostu çevre dostu bir şekilde üreten kamu binalarının artırılmasıyla ve sürdürülebilir ulaşımın teşvikini önceleyen politikaların artmasıyla aşılabilir. Çevre dostu binalarda ısı yalıtımından tutun da ısınma ve elektrik tüketim alanları başta olmak üzere yine dikey yeşillendirme, bina çatılarında yeşil çatı uygulamaları gibi yağmur suyu hasadı gibi uygulamaları yaygınlaştırmayla önem vermeliyiz”
“SÜRDÜRÜLEBİLİR, PLANLAMACI VE BÜTÜNSEL BİR KENTLEŞME ANLAYIŞI”
“Bunun yanı sıra tabii ki neo-liberal kentleşme anlayışının bir sonucu olarak da insanların daha fazla tüketime teşvik edildiği, piyasa kültürü eliyle bireyler arasındaki bağların artık tasfiye edildiği ve iletişimin zayıfladığı bir dönemi yaşıyoruz. Özellikle kentsel alanlara göçün elbette ki katkısı ve payı var ama beraberinde yeni konutların yapılma süreçleri binaların güçlendirilmesi kentsel dönüşüm alanında özellikle teşvik edilmesiyle bu yapılaşmanın altyapı başta olmak üzere pek çok yetersizliklere sebebiyet veriyor. Dolayısıyla insanların mahalle fikrinden uzaklaştığı köksüzleştiği bir dönemdeyiz. Bence yerel yönetimlerin önümüzdeki dönemlerde bir başka görevi sorunların tespiti, yaygınlaşmasının önlenmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi olmalı. Sosyal Demokrat Belediyecilik özellikle neo-liberal kentleşme anlayışı karşısında sürdürülebilir, planlamacı ve bütünsel bir kentleşme anlayışını savunmalıdır.”
“KENT DOKUSU VE MAHALLE KÜLTÜRÜ KORUNMALI”
“Kent sürekli yıkılan ve yapılan bir alan olmaktan çıkarılıp yurttaşların mahalle kültürünü yaşatabilecekleri bir mekan olmalı. Tarım ve orman arazilerinin imara açılmadığı kırsal yerleşim alanlarının tasfiye edilmediği bir süreci örgütlememiz gerektiğini düşünüyorum. Bunlarla birlikte kentlerimizin yerinde dönüşüm ile daha yaşanabilir, kültürel anlamda da dokusunu koruyan mekanlar olarak kalmasını sağlamamız gerekiyor. Bugün pek çok yerde maalesef kent dokusunun korunamadığını görüyoruz.”
“CHP’Lİ BELEDİYELERİN İYİ ÖRNEKLERİ YAYGINLAŞMALI”
“Kentsel eşitsizliğinin yol açtığı bir kent yoksulluğu var. Bu soruna çözüm üretmenin yerel yönetimlerin doğal bir vazifesi olarak görüldüğü bir sürecin içerisindeyiz. Son dönemde ekonomik, siyasal ve sosyal politikaların sonucu olarak bir toplumsal tahribat meydana gelmiş durumda. Bu tahribat bireylerin yaşamında onarılması gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor. Burada yerel yönetimlerden beklenti sosyal belediyecilik uygulamalarıyla bu sorunlara çözüm üretmektir. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaları bu anlamda ön plana çıkarak fark yarattı. Türkiye’nin dört bir yanında CHP’li belediyeler, sosyal belediyecilik anlayışını benimseyerek belediyeler eli ile ciddi bir program uyguladı. Bugün sosyal belediyeciliğin öne çıkarıldığı barınma, eğitim, sağlık, gıdaya erişim gibi pek çok alanda örneklerin yaygınlaştırıldığı bir dönemin daha da geliştirilerek sürdürülmesi gerekiyor.”
GIDA SORUNU VE ENGELLİ HAKLARI
Başkan Güner programın soru cevap kısmında kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı. Çocukların gıdaya erişiminde yaşanan zorluklar üzerine gelen bir soruya Başkan Güner “Çankaya’da öğlenleri okullarımıza beslenme desteği veriyoruz. Belediye meclisimizde de konuyu görüşerek önümüzdeki dönemde bunu sürdüreceğiz. Üniversitelilere de 100. Yıl’da ve Belediye Başkanlık binasında akşamları ücretsiz olarak yemek ikramında bulunuyoruz. Elbette gıdaya erişim zorluklarında belediyelerin destekleri geliştirilebilir” diye konuştu.
Başkan Güner engellilerle ilgili olarak sorulan soruya ise “Lokal bazlı sorunlar olabilir ancak bize iletildiği takdirde o sorunun çözümü için harekete geçeriz. Çankaya Belediyesi’nin Aşık Veysel Engelsiz Yaşam Merkezi ve Büyükşehir Belediyesi’nin Engelsiz Kreşi, incelenmesi gereken örneklerden. Biz Engelsiz Çağrı Merkezi projemizle de erişim ve ulaşımı geliştirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı