Mekânın sahibi geri döndü: X kuşağı yeniden işverenlerin gözdesi!

0

Çok kuşaklı iş gücünün üretkenliği artırdığını, ekip ruhunu güçlendirdiğini gösteren araştırmaların sayısı arttıkça iş dünyası, öğrenmeye kapalı bir yaklaşım gösteren Z kuşağına yatırım yapmak yerine, rotasını 50 yaş ve üstü çalışanlara çeviriyor. Kariyer Odaklı Online Eğitim Platformu Teedo’nun Pazarlama ve Büyümeden Sorumlu Direktörü Cansu Karagül, “50 yaş üstü çalışanlar, zengin deneyim ve bilgeliğiyle kurumsal performansın anahtarı haline geldi. Öngörülere göre, 2030 yılına kadar küresel olarak 150 milyon iş, 55 yaş üstü çalışanlara kayacak” diyor.

 

Son yıllarda Y ve Z kuşağının iş dünyasında ağır basmaya başlamasıyla yaşları 50’yi aşan ve yeni kuşaklar tarafından ‘Boomer’ olarak ifade edilen çalışanlar, pek çok önyargıyla karşı karşıya kalarak göz ardı edildi. Tüm dünyada istihdam oranları 55 yaşından sonra düşmeye ve birçok kişi, emeklilik yaşı gelmeden çalışmayı bırakmaya başlasa da, bugün istihdamda kartlar yeniden dağıtılıyor. 

 

50 yaş üstü çalışanların iş dünyasının dışında kalması çok önemli bir deneyim ve bilgi israfına işaret ederken, genç çalışanların öğrenmeye kapalı olması, şirketlerine olan düşük sadakatleri gibi gündem maddeleri, kurumsal koridorlarda giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor. Z kuşağının işverenleri zorlamaya başlayan talepleri, yüksek maaş beklentileri, yurtdışında yaşama istekleri, geleneksel çalışma anlayışı ile modern beklentiler arasındaki çatışma, iş dünyasını daha deneyimli ve geleneksel iş değerlerine aşina olan eski kuşağı işgücüne yönlendiriyor. Bu etkilerle rotayı yeniden 50 yaş üstü çalışanlara çeviren işverenler, deneyimli kadroları elde tutma konusuna daha ciddi bakıyor. 

 

Eski klişeler çürüyor

 

Yaygın klişelerin aksine, deneyimli profesyoneller, iş yerine zengin bir bilgi, uyum yeteneği ve özveri getiriyor. Araştırmalar, iş yerinde farklı yaş gruplarından oluşan ekiplerin, aynı yaştaki çalışanlardan oluşan ekiplere göre daha üretken olduğunu gösteriyor. 

 

Ayrıca 50 yaş üstü her 10 çalışandan 6’sı, kariyerinde nereye gitmek istediği konusunda net bir fikre sahip. Liderlik rollerine olan ilgileri, çoğu genç meslektaşlarınınkini aşıyor ve bu da onları mentorlük ve ekip gelişimi için paha biçilmez bir kaynak haline getiriyor. Yeni düzende genç çalışanlar da teknoloji gibi alanlarda daha kıdemli meslektaşlarına yardımcı oluyor, herkesin birbirinden öğrendiği ve karşılıklı saygının yeşerdiği bir ortam yaratılıyor. 

İlginizi Çekebilir;  Banvit BRF tüm faaliyetlerinde sürdürülebilirliğe odaklanıyor

 

Nitelikli çalışan sıkıntısı yaşanıyor

 

Beyaz yakalı profesyonellerin kariyer gelişimlerini online eğitimlerle desteklemeye odaklanan Teedo’nun Pazarlama ve Büyümeden Sorumlu Direktörü Cansu Karagül, “Dünyada nitelikli çalışan sıkıntısının yaşandığı günümüzde, şirketler hem şimdi hem de gelecekte ayakta kalıp gelişebilmeleri için işgücü ihtiyaçlarını çözmek amacıyla 50 yaş üstü çalışan havuzuna yöneliyor. Liderler, ileri yaştaki çalışanların şirket kültürüne getirdiği zengin deneyim, bilgelik ve dayanıklılık dokusunu kullanarak benzersiz bir kurumsal performansın kapısını açabileceklerinin farkında. Nitekim Bain & Company’nin bir araştırmasına göre, 2030 yılına kadar küresel olarak tam 150 milyon iş, 55 yaş üstü çalışanlara kaymış olacak” dedi.

 

50 yaş üstü kendini geliştirmeye açık

 

Genellikle 50 yaşın üzerindeki çalışanların eğitimden çekindiği ve motivasyondan yoksun olduğu iddia edilirken, Michael Page’in Avrupa kıtasında binlerce iş arayan çalışanla yapılan anketine göre, tam tersine bu çalışanların yüzde 62’si, kariyer geliştirme fırsatlarını aktif olarak kovaladıklarını söylüyor. Bu istatistik, 50 yaşın üzerindeki çalışanların, yeni beceriler kazanma ve kendini geliştirme konusundaki istekliliğini vurguluyor.  

 

Türkiye’de 2000’li yıllardan başlayarak ama özellikle de son dönemde yetişkin yaşamına geçişin (mezun olma, ayrı eve çıkma, ekonomik bağımsızlaşma, aile kurma gibi farklı kriterler ile değerlendirilen) uzaması, pandemiyle tüm dünyayla paralel olarak wellbeing anlayışının benimsenmeye ve uygulamaya geçirilmeye başlanması, ülkenin ekonomik konjonktürü, EYT’den faydalanmaya hak kazanan 40’lı, 50’li yaşlarındaki çalışan kesimin asgari yaşam maliyetlerini karşılayabilmek adına çalışmaya mecbur kalması gibi farklı nedenler de söz konusu bu ‘deneyimli’ grubun motivasyonlarını açıklıyor. 

 

Bu noktada konu, şirketlerin, ileri yaştaki çalışanlara yeterince eğitim desteği verip vermemesinde düğümleniyor. Geleceğe dönük kuruluşlar, 50 yaş üstü çalışanların değişen ihtiyaçlarını ve önceliklerini tanımaya, deneyimli çalışanları kendi yetenek havuzlarına entegre etmek için yatırım yapmaya başladı. Örneğin; Microsoft, Humana ve McDonald’s gibi 1.000’den fazla tanınmış şirket, yakın zamanda, adayları yaştan bağımsız olarak işe alma ve değerlendirme, ileri yaştaki yetişkinlerin ‘eşit şartlara sahip olmasını’ sağlama vaadini içeren AARP’nin İşveren Taahhüdü’nü imzaladı.

İlginizi Çekebilir;  Konak'ta Psikososyal Destek Merkezi açıldı

 

50 yaş üstü çalışanlara sunulması gereken eşit fırsatlardan birinin de eğitim ve beceri gelişimi konusunda olması gerektiğine dikkat çeken Cansu Karagül, sözlerine şöyle devam etti: “İş hayatındaki söz konusu grubun eğitim ve gelişim fırsatlarıyla ilgilenmediğini mi düşünüyorsunuz? Yanılıyorsunuz… Zaten işverenlerin de düştükleri en büyük yanlışlardan biri, konu eğitim ve çalışan yatırımı olduğunda bu grubu kapsam dışı bırakmak. Araştırmalar da ileri yaştaki çalışanlara, genç olanlara göre daha az eğitim verildiğini teyit ediyor. Oysa deneyimli çalışanlar, görevlerinde ve rollerinde ilerleme, sistemin içinde kalmaya devam etme arzusuna sahip. Bunun yolunun da kariyer odaklı eğitimler ile kendini ‘upgrade’ etmekten, yeni dünya düzeninin gerektirdiği becerileri kazanmaktan geçtiğini biliyorlar. Kaldı ki, günümüzde geçmişteki gibi genç-yaşlı ayrımı yapmak sosyolojik olarak imkansız. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bile 18-65 yaş arası genç, 65-74 yaş arası genç-yaşlı, 74-84 yaş arası yaşlı kabul ediliyor. Dolayısı ile günümüz çalışma kültüründe kuşaklar arası ayrımcılığı bir kenara bırakarak (ki bu aslında yaşçılık yani yaşa dayalı ayrımcılık oluyor), doğru yetenek yönetimi için doğru eğitim ve gelişim planlaması üzerine yoğunlaşmalıyız.”

 

Teedo’nun kariyer odaklı eğitimlerinde her yaştan öğrenci var…

 

Kariyer Odaklı Online Eğitim Platformu Teedo, beyaz yakalı profesyonellerin kariyer gelişimini ve mesleki yetkinliklerini zenginleştirmeye odaklanıyor. Katılımcılara akademik eğitimlerin sağlamadığı pratik deneyimi kazandırarak, kariyer yolculuklarında en büyük destekçileri olmayı hedefliyor. Teedo; eğitim programları, iş stratejileri ve her biri kendi alanında başarı hikayesi yazmış C-level profesyonellerden oluşan eğitmen kadrosuyla kariyerini bir üst seviyeye taşımak isteyenler için eğitimi yalnızca bir son nokta değil, sürekli gelişim ve deneyim zinciri olarak görüyor. 

 

Türkiye’nin en çok tercih edilen eğitim platformu olma hedefiyle yola çıkan Teedo, kariyerinde ilerlemek ve kendini geliştirmek isteyen her yaştan öğrenciyi canlı ve online derslerde bir araya getiriyor. C-level yöneticiler tarafından verilen canlı ve online eğitimler aracılığıyla, kariyerinde ilerlemek ya da farklı bir sektöre adım atmak isteyen katılımcılara iş hayatında pratiğe dayalı deneyimlerini paylaşma ve network yapma imkânı sunuyor.

İlginizi Çekebilir;  Başkan Önal, muhtarlarla buluştu

 

Daha az talep, daha fazla sağduyu

 

– 50 yaş üstü çalışanların yüzde 53’ü, kendileri ve aileleri için sağlık hizmetlerine öncelik veriyor. Gösterişli avantajlar yerine anlamlı, önemli olan yan hakları tercih etme eğiliminde oluyorlar. Bu tutum, istikrarlı ve kendini işine adamış bir ekip arayan her şirket için büyük bir artı teşkil ediyor.

– Yaşı daha büyük olan çalışanların yüzde 68’inin bağ kurma arzuları yüksek. Yüz yüze ya da sanal kanallar aracılığıyla arkadaş canlısı ve işbirlikçi bir atmosfer yaratıyor.

– Deneyimleri sayesinde daha sağduyulu kişiler oluyorlar ve bu da onları yönetmeyi kolaylaştırıyor. 

– Karar verme süreçlerindeki kolaylığa ve dengeli boyutlardaki bir çalışma ortamının samimiyetine değer veriyorlar. Bu nedenle genellikle daha küçük şirketleri tercih ediyorlar.

– Lüks ofislere veya kapsamlı ekip oluşturma faaliyetlerine duyulan ihtiyaç gibi belirli konularda daha az talepkâr oluyorlar. Bunlar yerine, rollerinde şirketin şeffaflığına ve özerkliğine daha fazla değer veriyorlar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak.